Reklamı Kapat (x)

Reklamı Kapat

   
  web siir bahcesi
  .:: MEHMET AKİF ERSOY ::.
 

.:: MEHMET AKİF ERSOY ::.




"Geçmişten adam hisse kaparmış.. Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye ta'rif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi ?.."

    1873 yılında İstanbul'da doğan Mehmet Akif Ersoy ilkokul tahsiline Emir Buhari Mahalle Mektebi' nde başladı, sonra Fatih Merkez Rüşdiyesi'nde (ortaokul) devam etti. Rüşdiye tahsili boyunca, babasının da yardımıyla, Arapça, Farsça ve Fransızca'yı öğrenen şairin edebiyata ilgisi bu yıllarda başladı. Rüşdiye'den sonra Mülkiye Mektebi'nin (Siyasal Bilgiler Fakültesi) idadi( lise) kısmına girdi. Üç yıl sonra bu bölümü bitirerek Mülkiye'nin yüksek kısmına geçen şair babasının ölümü ve evlerinin çıkan bir yangında yok olması sonucunda yaşadığı maddi imkansızlıklar nedeniyle Mülkiye'den ayrılarak Halkalı Ziraat ve Baytar ( Veteriner ) Mektebi'ne kaydoldu. Bu okulu birincilikle bitiren Akif, 1893 yılında Ziraat Nezareti Umur-u Baytariye Şubesinde memur olarak göreve başladı.

    Görevi nedeniyle dört sene kadar Anadolu, Balkanlar, Arabistan ve Arnavutluk'ta dolaştı; mesleğiyle ilgili inceleme ve araştırmalarda bulundu. İstanbul'a döndükten sonra çeşitli okullarda öğretmenlik yapan Mehmet Akif 1913'te İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. Bu cemiyet kanalıyla Almanya'daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin’e gönderildi. Daha sonra Arabistan ve Lübnan'a giden şair İstanbul'a dönüşünde Dâr-ül-Hikmet-i İslâmiye adlı kuruluşun başkâtipliğine atandı.

    İzmir’in işgali haberini aldıktan sonra hemen Balıkesir’e geçerek (1920) Milli Mücadele saflarına katılan şair, orada hitabeler verdi, halkı istiklalini kurtarmak için savaşmaya çağırdı. Bunun üzerine İstanbul hükümeti tarafından Dâr-ül-Hikmet'teki görevinden azledilen Akif önce İnebolu'ya oradan da Ankara'ya geçti. Ankara'ya vardıktan sonra Anadolu'nun çeşitli yerlerini dolaşarak Milli Mücadele'ye aktif destek veren şairin Kastamonu Nasrullah Camii'nde, Sevr'in içyüzünü ve bunu kabul etmenin esaret, zillet ve izmihlali kabul etmek olduğunu anlatan mev'izesi ( vaaz, öğüt ) daha sonra basılarak yurdun dört bir yanına dağıtıldı.

    Mehmet Akif Ersoy Kastamonu'dan Ankara'ya döndüğünde Burdur mebusu olarak Büyük Millet Meclisi'ne girdi. O sırada İstiklal Marşı için açılan yarışmaya katılan eserlerin hiçbiri beğenilmemişti. Maarif vekilinin isteği üzerine 1921'de "İstiklal Marşı"nı yazdı. Metin, 12 Mart 1921'de Büyük Millet Meclis'nde kabul edildi. Mehmet Akif, ödül olarak kendisine verilen 500 lirayı Türk Ordusu'na armağan etti.

    Zaferin kazanılmasıyla Birinci Meclis'in görevi sona erdiğinden İstanbul'a dönen şair, 1923 yılında Abbas Halim Paşa'nın daveti üzerine Mısır'a gitti. 1926 yılından itibaren Mısır Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Türkçe Profesörlüğü yapan Akif, 1936 yılında hastalanarak yurda döndü. İstanbul'da yakalandığı siroz hastalığıyla ilgili ciddi bir tedavi gören şair ne yazık ki bu hastalığa yenik düşerek 27 Aralık 1936 tarihinde yaşama veda etti ve ertesi gün Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi.

    Mehmet Akif Ersoy'u fikir adamı ve edebiyatçı olarak iki ayrı başlıkta incelemek gerekir. Fikir adamı Akif'in kafasını meşgul eden iki büyük konu vardır: milleti ve İslamiyet. Onun hayatta bütün gayesi özgür, bağımsız, müreffeh ve geleceğinden emin; aynı zamanda vicdanı mamur, ahlakı sağlam ve imanı bütün bir Türk milletidir. Ona göre İslam dininde cehaletin, tembelliğin, nemelazımcılığın, taassubun, batıl inançların yeri yoktur. Kur'anı Kerim' in ölüler ya da gelecekten haber almak isteyenler için olmadığını şöyle anlatır:

 

"İnmemiştir hale Kur’an, bunu hakkiyle bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!"

    İslam'ın mukaddes kitabı olan Kur'an'ın mucizesinin, her asrın idrakine ilham vermesi olduğuna inanan şair izlenmesi gereken yolu ise şu dizelerle anlatır :

 

"Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı"

    Yazarken de yaşarken de Türk olmaktan büyük gurur duyan Mehmet Akif'e göre milletin uğradığı hezimetin 6 sebebi vardı: atalet ( tembellik ), hissizlik, yeis ( umutsuzluktan doğan karamsarlık), yolsuzluk, cehalet ve tefrika ( ikilik, ayrılıkçılık ).

    Bu görüşlerinin ifade bulduğu dizelere örnek olarak aşağıdaki dizeleri gösterebiliriz.:

 

"Karşında ziya yoksa, sağından ya solundan,
Tek bir ışık olsun buluver,kalma yolundan,
Alemde ziya olmasa halk etmelisin halk,
Ey elleri böğründe yatan şaşkın adam, kalk!"

 

"Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez."

    Mehmet Akif Ersoy'un edebi kişiliğine gelince: ona göre san'at, san'at için değil, hayat içindir. Bu nedenle şiirlerinde bir taraftan hürriyet, vatanperverlik, doğruluk, vefakarlık, adalet, istiklal gibi yüce ahlaki değerleri tanımlayarak öğütler verirken öte yandan riyakarlık, münafıklık, korkaklık, dalkavukluk zulüm gibi ahlaka aykırı davranışları şiddetle eleştirir. Aruzun Mimar Sinan'ı olarak adlandırılan ve şiirlerinde Türkçeyi düzgün olarak kullanmaya büyük özen gösteren şairin şiirlerinde kullandığı dili çağdaşları "Arapça ve Acemceyi hiç bilmeyen bir adamın sadeliği vardır; elmaslarını hiç takmayacak kadar zengin olan kadının sadeliği.." diye tarif ederler. Cenap Şehabeddin'in de "Tarih-i edebiyat şimdiye kadar Akif'ten daha büyük bir İslam ve Türk şairi tanımaz" sözleriyle tanımladığı Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerinin gençlerimiz tarafından okunarak anlaşılmasının çok önemli ve gerekli olduğuna inanıyorum.

   Ruhu şad olsun...



ESERLERİ :



Şiir Kitapları :

SAFAHAT

Birinci Kitap: Safahat ( 1928, III. basım )
İkinci Kitap : Süleymaniye Kürsüsünde ( 1928, IV. basım )
Üçüncü Kitap: Hakkın Sesleri ( 1928, III. basım )
Dördüncü Kitap : Fatih Kürsüsünde ( 1924, IV. basım )
Beşinci Kitap : Hatıralar ( 1928, III. basım )
Altıncı Kitap : Asım ( 1928, II. basım )
Yedinci Kitap : Gölgeler ( 1933 )

Düz yazıları :

Kastamonu Kürsüsünde (1921, Milli Mücadele dönemindeki hutbeleri)
Kur'an'dan Ayet ve Hadisler (ölümünden sonra, 1944 seçme yazıları)
Mehmet Akif Ersoy'un Makaleleri (1987, Abdülkerim ve Nuran Abdülkadiroğlu)


 
  Bugün 3 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
WEB ŞİİR BAHÇESİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol